Yapay Zeka dünyamızı nasıl değiştirecek?

Başarsoft Yönetim Kurulu ve TOBB Türkiye Yazılım Meclisi Yazılım İhracatı Komite Başkanı Alim Küçükpehlivan, ST Endüstri Radyo’da Çetin Ünsalan’ın sorularını cevaplandırdı. 

Programda, Dünya Ekonomik Forumu Yapay Zeka Konseyi Eş Başkanı Kai-Fu Lee ve Çin Bilim Kurgu Derneği Başkanı Chen Qiufan tarafından yazılan ‘Yapay Zeka 2041’ kitabındaki 10 ayrı senaryo üzerinden, yapay zekanın geleceğimizi nasıl şekillendireceği konuşuldu.

Küçükpehlivan, ‘Bilişim sektöründe olan herkesin mutlaka okuması gerekli’ dediği kitaptan  altını çizdiği okuma notlarını paylaşarak; “Aç olduğunu söyleyebilen bir midemiz var; ama aç olduğunu söyleyemeyen beyinlere sahibiz. Lütfen herkes kitap okumaya çalışsın.” mesajını verdi.

‘Yapay Zeka 2041’ kitabı ile üyesi olduğu kitap kulübü üzerinden tanıştığını ifade eden Küçükpehlivan, kitabın seçilme kriterlerine ilişkin şunları söyledi: “Pandemi zamanında bir kitap kulübüne üye oldum. Kulüpte, ‘Değer Yaratmanın Formülü’ adı altında her ay bir kitap okuyoruz. Ciddi bir oylama sürecinden sonra kitaplar seçiliyor. O seçkiden bir kitap bu. O kadar önemli bir kitap ki bu yüzden sizlerle de paylaşmak istedim.”

“Öngörüleri çok kıymetli”

Ünsalan’ın, ‘Özellikle bilişim sektöründe faaliyet gösterenler bu kitabı mutlaka okumalı’ tavsiyenizi görünce etkilendim. ‘Neden bilişim sektöründe olan herkes bu kitabı okumalı?’ sorusuna cevaben Küçükpehlivan, kitabın genel (üretken) yapay zekanın ortaya çıkışından çok önce kaleme alınmış olduğuna dikkat çekti: “Öncelikle yazarı beni çok etkiledi. Yazar Çin’in vizyoner isimlerinden Kai-Fu Lee. Google Çin’de başkanlık yapmış, Microsoft ve Apple’da üst düzey yöneticilikler yapmış. Dünya Ekonomik Forumu’ndaki Yapay Zeka Komitesi’nin de eş başkanı. Aslında kitap 2021 yılında yazılmış. 2041 denilmesinin sebebi de o. Yani bilinen genel yapay zekadan çok daha önce konuşulmakta olduğunu da anlayabiliyoruz. O yüzden öngörüleri çok kıymetli.”

Bilişimciler neden okumalı?

Kitapta ilginç bir anlatım modeli ile on ayrı hikaye üzerinden, 2041 yılında yapay zeka ile yaşanabileceklerin anlatıldığını belirten Küçükpehlivan, Hindistan’da bir ailenin sigorta poliçesi örneğini verdi: “Hindistan’da yaşayan bir ailenin sigorta poliçesi, yapay zeka tarafından hesaplı tutabilmek adına evin genç çocuğunun, kız arkadaşını seçme ihtimali olduğu bir alt sınıftaki kızla bir araya gelmesin diye, devreye girmeye çalışmasını görüyorsunuz. Sigorta poliçesinin uygulaması bunu yapıyor. Yani insan hayatına çok gireceğini öngörebileceğimizi söyleyebilirim. Hikayenin sonunda da yazarlar, bu hikayenin oluşabilmesi için 2041’e kadar yaşanacak teknolojik gelişmelerin ne kadar olası olup olmadığını analiz ederek, yorumlarda bulunuyorlar. Buradaki tehlikelere ve bununla ilgili yapılması gereken önlemlere de dikkat çekiyorlar. Bilişimcilerin okuması gereken dediğim kısım burası. Hikaye kısmı herkesin hayal edebileceği kısım ama yazılımcılarında ikinci kısımdaki yorumları okuması gerekiyor ki 2041’e kadar yaşanacak gelişmelerin öngörüleri o kısımda anlatılıyor.”

“Quantum bilgisayarların getireceği sıçrama gerçekten çok büyük”

Ünsalan’ın, ‘Hikayelerde sizin bu kadar da olmaz dediğiniz bir şey oldu mu?’ sorusuna karşılık Küçükpehlivan, ‘10 hikayenin 7-8’inde çarpıldım’ cevabını verdi: “Beklemediğim bir öngörü gördüm. Bilişimin içinde olmayan birinin çok çok daha şaşıracağı bir yapı var. Örneğin Quantum ile ilgili bir bölüm var. Papa’da Dünya Ekonomik Forumu’nda dikkat çekmiş. Yapay zekanın otonom silahları yönetimi konusu gündeme geliyor. Diğeri de Quantum bilgisayarların getireceği değişiklik. Şu an yapa zekanın üzerinde çalıştığı teknoloji, hala bizim bir miktar iyileştirilmiş mimaride hızlı işlemler yapabilen chipsetler var. Yani klasik chipsetlerin bir üst seviyesi. Ama Quantum bilgisayarların getireceği sıçrama gerçekten çok büyük bir değişiklik olacak.”

Herkesin işi tehlikede

Hikayelerden birisinin de, yapay zekanın beraberinde getireceği işsizlik konusunda olduğunu söyleyen Küçükpehlivan, bu konudaki bölümün gerçekten korkunç olduğunu söyledi: “Mesela hiç işsiz kalınmayacak alan diye söylenen inşaat. Ama robot teknolojisi ile Computer Vision dediğimiz bilgisayar görüşü, yani bizim gözümüzle aldığımız bilgiyi beyinde oluşturan, bizdeki organik yapının bilgisayara aktarıldığını düşünün ve bunun hiç yorulmayan, 7/24 çalışabilen işçi haline geldiğini düşünelim. Biz en basit işlerin bile çok kaybolmayacağını düşünüyorduk ama bakın berberden terziye, inşaat işçisinden hayvan gezdiricisine kadar aslında herkesin işi tehlikede.”

“İkinci tedirginliğimi yapay zekada yaşıyorum”

Ünsalan’ın, ‘Bu kitap yapay zeka ile ilgili her şeyi çözmüş mü sizce?’ sorusuna cevaben ise Küçükpehlivan şunları söyledi: “Hayır; yazarda açıkça belirtiyor zaten, ‘Ben on tane hikaye seçtim. Bu senaryolar sınırlı değil. Bunlar bizim gördüğümüz senaryolar’ deniliyor. Ben ilk kez heyecanlandığım-korktuğumda internet hayatımıza girmişti. İnternet öncesi bilgisayar mühendisliği okudum. Bir sonraki tedirginliği ise yapay zekada yaşıyorum. İnternette yaşadığım tedirginliğin çok daha ötesinde bir tedirginlik hissediyorum. Dolayısıyla bir kitapla tüm sırlar çözülmüş demek, bence abartı bir yorum olur.”

Deepfake konusuna da dikkat çeken Küçükpehlivan, yapay zeka destekli üretilmiş deepfake imajları bulup, sahtesini ayırt edebilecek yazılım ve yazılımcılara ihtiyaç duyulacağını söyledi.

Yazılı ve Görsel Basında Başarsoft

Bizden Haberler’i İncelediniz mi?