Sürdürülebilirlik açısından sanayi envanteri çıkarılmalı

Başarsoft Yönetim Kurulu ve TOBB Türkiye Yazılım Meclisi Yazılım İhracatı Komite Başkanı Alim Küçükpehlivan, Flash Haber’de Serpin Alparslan’ın canlı yayın konuğu oldu.

Programda, olası Marmara depremi üzerinden ekonomiye ilişkin bir sanayi envanteri çıkarılması; 112 modelinin itfaiyelere de uygulanması; deprem, yangın ve afetlerde yapay zeka destekli çözümlere kadar birçok konu gündeme geldi.

“Hangi kurumda ne kadar yabancı yazılım kullanılıyor. Yabancı yazılıma karşı değiliz; tabi ki eğer fark yaratan güçlü bir yazılım varsa kullanılsın. Ancak yerli muadilleri varken yabancı yazılımların tercih edilmesi, bizim ekonomik gelişimimizin önündeki bir engel olarak duruyor.”

“Bolu yangını üzerinden düşünürsek, eğer bunu yangın riskleri için uygulamış olsaydık, yapay zeka bize diyecekti ki, 15 tatil var en yakın itfaiye 45-50 dakika uzaklıkta. Dolayısıyla nüfusun ve olay ihtimalinin olduğu yer burası. İtfaiyeyi burada konuşlandırın.”

“Yapay zeka teknolojisi gelen bilgiyi, ne kadar hızlı ulaşılması gerektiğini ayırt edip, koordinatlandırıp bütün herkesin erişebileceği bir veri tabanına bunu ulaştırmakla başlayacak. 6 Şubat depreminde bunu yaptık.”

“Aslında sanayi envanterinin de çıkarılması ve sürdürülebilirlik açısından risk haritaları üzerinde, benim hangi kolum ne kadar riske sahip, daha az riskli hale nasıl getiririmin çalışması yapılması lazım. Sadece yıkılması olası apartmanların yanı sıra ekonomide, üretimde bu envanter çok ciddi bir kriter.”

Hangi kurumda ne kadar yabancı yazılım kullanılıyor?

Yazılım sektöründe ithalat-ihracat dengesine bakıldığında alınması gerekli tedbirlere dikkat çeken Küçükpehlivan, özellikle kamunun öncelikle bir envanter çıkarması gerekliliğine vurgu yaptı. Küçükpehlivan, “Hangi kurumda ne kadar yabancı yazılım kullanılıyor. Yabancı yazılıma karşı değiliz; tabi ki eğer fark yaratan güçlü bir yazılım varsa kullanılsın. Ancak yerli muadilleri varken yabancı yazılımların tercih edilmesi, bizim ekonomik gelişimimizin önündeki bir engel olarak duruyor. Kamu ile bu konuda istişarelerimiz devam ediyor. Kamu kurumlarında mevcut yabancı yazılımların, mevcut yerli yazılımlar ile nasıl yerlileştirileceği konusunda bir çalışmanın başlatılması için görüşmelerimiz devam ediyor” dedi.

Sanayi envanteri de çıkarılmalı

Depremin, sürdürülebilirliği engelleyen bir kırılım demek olduğunu belirten Küçükpehlivan, deprem zamanında Türk sanayisinin hangi üretimi kaybettiğinin, hangi üretimde ne kadar zarar gördüğünün hesap edilemediğini söyledi. Sanayi envanteri çıkarılmasının da önemine vurgu yapan Küçükpehlivan, “İşletmenin genel müdürlüğü İstanbul’da, fabrikası Gaziantep’te ise depremde üretimi durdu ve bunu biz anlayamadık. Bu anlamda aslında sanayi envanterinin de çıkarılması ve sürdürülebilirlik açısından risk haritaları üzerinde, benim hangi kolum ne kadar riske sahip, daha az riskli hale nasıl getiririmin çalışması yapılması lazım. Büyük Marmara depremi de bekleniyor. Sadece yıkılması olası apartmanların yanı sıra ekonomide, üretimde çok ciddi bir kriter. Marmara’da bütün Türkiye üretiminin yüzde 50’si belki de daha fazlası. Dolayısıyla bununda planlanması gerekiyor. Teknolojide bu konuda hizmete hazır” dedi.

İtfaiyeye de 112 modeli

Bütün acil durum numaralarının tek bir çatı altında, 112’de toplanması noktasında devletin hızlı bir aksiyon aldığını hatırlatan Küçükpehlivan, Türkiye’de 5 binden fazla ambulansın navigasyon altyapısı ile birlikte hem düzgün bir müdahale sistemini hem de ihbar geldiğinde adresin çok hızlı elde edilmesini sağladıklarını söyledi. Ancak itfaiye ile ilgili olarak yaşanan soruna dikkat çeken Küçükpehlivan, her belediyenin itfaiye müdürlüğünün, teknolojik anlamda 112 seviyesin gelmesinin kolay olmadığını belirtti. Küçükpehlivan, “Bizim kurguladığımız yapay zeka altyapısı, Türkiye’de oluşan kaza ve ihbarlara göre ambulansların doğru yerlerde konumlandırılmasını mümkün hale getiriyor. Bolu yangını üzerinden düşünürsek, eğer bunu yangın riskleri için uygulamış olsaydık, yapay zeka bize diyecekti ki, 15 tatil, kar tatili var en yakın itfaiye 45-50 dakika uzaklıkta. Dolayısıyla nüfusun ve olay ihtimalinin olduğu yer burası. İtfaiyeyi burada konuşlandırın diyecekti. Ama maalesef itfaiye sistemi Türkiye bazında genel bir müdürlükten yapılmadığı için biz bu çalışmayı ancak 5-6 il belediyesinde gerçekleştirmeye başladık. Belki bu yangınla birlikte farkındalık artar ve bu çalışma 112 gibi itfaiyeye de entegre edilir” dedi.

6 Şubat depreminde bunu yaptık

‘Olası Marmara depreminde yapay zeka nasıl bir fonksiyon üstelenebilir?’ Sorusu üzerine ise Küçükpehlivan şunları söyledi: “Türkiye’de ‘deprem riskim’ adında ücretsiz bir uygulamamız var. İstanbul’da ‘İstanbul Senin’ adıyla yayınlandı. Vatandaşlarımız bu uygulamayı indirerek, binalarının fotoğraflarını çekip, birkaç soruya cevap verdiklerinde; olası depremde yüksek hasar alma ihtimalini hesap eden bir uygulama. ABD Fema sistemi ile uyumlu ve Bülent Ecevit Üniversitesi’nden hocalarımızla gerçekleştirdik. Tüm vatandaşlarımız, işyerleri ve evleri ile ilgili bu rapora bir baksınlar. Riskli görünüyorsa bununla ilgili planlamaya başlasalar iyi olur. Dolayısıyla yapay zeka teknolojisi gelen bilgiyi, ne kadar hızlı ulaşılması gerektiğini ayırt edip, koordinatlandırıp bütün herkesin erişebileceği bir veri tabanına bunu ulaştırmakla başlayacak. 6 Şubat depreminde bunu yaptık.”

Bağlantılı bir dünya

Bağlantılı bir dünyada, bilimsel bilginin sınırsız kullanıma açılması sayesinde, yapay zekanın çok hızlı gelişme gösterdiğini ifade eden Küçükpehlivan, “Bilgi herhangi bir ülkenin tekelinde olan bir şey değil. DeepSeek üzerinden yaratılan deprem şuydu. Birkaç hafta önce ABD 500 milyar dolarlık bir yeni bütçe ayırdığını söyledi. Çinli ise 5-6 milyon dolara sizin planladığınızın yarısına getirebiliyorum dedi. Yapay zeka bilimini geliştirmekle uğraşan şirketlerde bir gerileme olmayacak. Ama dediğim gibi bu iş sadece Çin’in tekelinde değil, Hindistan da geliyor ve bu insanlığa hizmet edecek. Yazılımın güzelliği de bu zaten” dedi.

07.02.2025 tarihinde yayınlanmıştır.