Başarsoft Yönetim Kurulu ve TOBB Türkiye Yazılım Meclisi Yazılım İhracatı Komite Başkanı Alim Küçükpehlivan, EKOTÜRK Tv’de, Ahu Orakçıoğlu’nun canlı yayın konuğu oldu.
Yapay zeka ile zamanla kaybolacak mesleklerden, Türkiye’nin teknoloji imajına; Başarsoft kapalı alan navigasyonu teknolojisinden, yerli navigasyon ihtiyacına kadar pek çok konunun gündeme geldiği programda konuşan Küçükpehlivan, “Yerli navigasyon, savunma sanayi kadar kritik. Kimin, nerede, ne zaman bulunduğu bilgisinin yabancı ülkelerin eline geçmemesi için yerli bir navigasyona ihtiyaç var. Bunun hazırlığını 10 yıl önce yapmıştım” dedi.
“Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı 2030 Vizyonu’nu açıkladı. Kamu da, belirli kritik alanlarda, özel sektöre desteğini açıkladı ve bu vizyona uygun çağrılara çıktı. Mesela bir tanesi de bizim alanımızla ilgili. Yani kimin, nerede, ne zaman bulunduğu bilgisinin yabancı ülkelerin eline geçmemesi için yerli bir navigasyona ihtiyaç var. Bunun hazırlığını 10 yıl önce yapmıştım.”
“Kolumda değişik saatlerim var. Bunlar benim ne kadar uyuduğuma bakıp, ne kadar koşacağıma karar veriyorlar. Uykumun kalitesine bakıp nasıl koşmam gerektiğine karar veriyorlar. Veriyi iyi yöneten öne çıkacak. Yani artık iyi bir saat yapmanız yetmiyor. Saatin ürettiği veriyi kullanan ve onu kişiselleştirerek sunan yazılım teknolojileriyle bir şeye yarıyor.”
“Türkiye’nin dışarıda ülke olarak turizm ve tekstil imajı var. Bunun yanına devlet, teknolojiyi de eklemeye çalışıyor. Üç hafta önce ‘London Tech Week’e, Hizmet İhracatçıları Birliği olarak katıldık. Geçen hafta da Fransa’da yapay zeka odaklı ‘VivaTech’ fuarı vardı. Sanayi Bakanlığı buralara ciddi bir katılım gösterdi. Avrupa Birliği’nin içinde bulunduğu ekonomik altyapıdan çok uzak olmamaya çalışıyoruz.”
“Rakibim olabilecek bir firma, benim çok ciddi maliyetle ürettiğim veriyi, maliyetine katlanmadan kendisi üretebilir hale gelebilir. Bu yüzden sokak ismi olmayan bazı yerlerde, kendimiz bir isim vererek, bu durumu da notere tasdik ettiriyoruz. İzinsiz kullanımları da bu isimler üzerinden takip ediyoruz.”
“Sektördeki temel ihtiyacımız, güçlü yazılımcı değil artık; güçlü satışçı, networkü olan, pazarı bilen, yabancı ülkeleri tanıyan, müşteriyle ihtiyaçlarını analiz edip teknik ekiple konuşturabilecek, sosyal yetenekleri güçlü, analist ekipler istiyoruz.”
“Ülkemizde yaklaşık 10 milyon engelli nüfusumuz var. Bu insanların evlerinden çıkabilmeleri için özellikle erişilebilir mekanların yönetilmesi lazım. Bu konuda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı hazırladığı proje ile belirli kentlerde, belirli donatıların hem haritalandırılması hem de erişilebilir hale gelmesini sağlıyorlar. Geliştirdiğimiz kapalı alan navigasyon teknolojisini de o projenin içerisinde kullanıyor olacağız.”
Orakçıoğlu’nun “Yapay zeka bizden zeki mi?” sorusunu Küçükpehlivan, “Bizden zeki değil ama bizden çok daha fazla bilgiyi kullandığı için doğruluk oranı çok daha yüksek.” şeklinde cevaplandırdı. Artık kaliteli bir ürün geliştirmenin tek başına yeterli olmadığını ifade eden Küçükpehlivan, veriyi kullanan ve çıktılarını kişiselleştirerek sunan yazılım teknolojilerine vurgu yaptı. Küçükpehlivan, “Kolumda değişik saatlerim var. Bunlar benim ne kadar uyuduğuma bakıp, ne kadar koşacağıma karar veriyorlar. Uykumun kalitesine bakıp nasıl koşmam gerektiğine karar veriyorlar. Veriyi iyi yöneten öne çıkacak. Yani artık iyi bir saat yapmanız yetmiyor. Saatin ürettiği veriyi kullanan ve onu kişiselleştirerek sunan yazılım teknolojileriyle bir şeye yarıyor. Başka bir çağa geçtiğimizi çok net” dedi.
Gelecek Geldi
Aynı araba modelinin iki farklı yazılımla nasıl farklı sonuçlar doğurduğunu kendi tecrübesiyle anlatan Küçükpehlivan, şunları söyledi: “Gelecek geldi. Ocak ayında ABD’deydim. Burada kullandığım arabanın aynısıydı. Bu araba beni direksiyona dokunmadan iki bin kilometre dolaştırdı. Bana sadece şarj kablosunu takmak kaldı. Ama aynı araba burada, ben kullanmazsam ilerlemeyen bir araba. Aradaki fark sadece yazılım. ABD Austin’de artık şoförsüz taksi hizmeti verilmeye başlandı. Böylece hizmet ucuzlayacak, esnek hale gelecek ve müthiş bir dönüşüm yaşanmaya başlayacak. Uber yakında yok olacak ABD’de ve bu sadece yazılım ile olacak.”
Yapay Zeka İle Hızımız Çok Arttı
Orakçıoğlu’nun, “Başarsoft manuel data işleyerek başladı. Günümüzde yapay zekayı işlerinize entegre ediyor musunuz?” sorusuna cevaben Küçükpehlivan, başlangıçtan günümüze veri toplama ve işlemede
yaşadıkları süreçleri şu sözlerle anlattı: “Başlangıçta saha ekiplerimiz, kendi gözleriyle örneğin Yeşim eczanesi burada deyip; bankayı, atm’yi restoranı ekleyip yollardan geçiyorlardı. Sonra video çekmeye başladılar. O videoları ofisteki personeller işlemeye başladı. Şimdi yapay zeka yazılımı bize tabelanın olduğu resim freamını buluyor ve operatöre diyor ki; ‘Bak burada Yeşim eczanesi buldum. Başarsoft’un veri tabanında da Yeşim eczanesi var. Bunu otomatik geçiyorum.’ ya da yeni açıldıysa, ‘Bunu eklemek ister misin?’ diyor. Artık insana da ihtiyaç bırakmayan bir kırılım oldu. Dolayısıyla hızımızı çok artırdı.”
Türkiye’de Böyle Bir Aşamaya Gelmek İçin Çalışıyoruz
Bir sonraki hayallerinin ise özellikle yapay zeka destekli elektrikli araçlardaki kamera görüntülerinden data oluşturmak olduğunu ifade eden Küçükpehlivan, “Şu an yeni akıllı elektrikli araçlarda birçok kamera var. Tesla modellerinde 9 kamera var. Bunlar özellikle kendi kendine hareket etmesi için yazılım tasarımından dolayı, devamlı olarak etraftaki görüntüleri çekiyor ve bunları sınıflandırıyor. Bu görüntülerin içinde başka birçok bilgide var. Otobüs durağının fotoğrafını da çekiyor; o durağın hangi hatlara çalıştığını da bulabiliyor; yeni bir dur tabelası konduysa onu da çekiyor. Dolayısıyla sahada veri toplayan milyonlarca sensörler var. Biz zaten sahada dolaşan ve günde milyonlarca görüntüyü çeken bir araç filosundan bu bilgileri süzerek almış olsak; hiç sahaya da çıkmamıza gerek kalmaz. Bunu yapan globalde rakip şirketler var şimdi. Büyük otomotiv şirketleri bu yazılım teknolojileriyle, kendi araçları dolaşırken topladıkları bilgilerle, kendi haritalarını güncelliyorlar. Biz de Başarsoft olarak Türkiye’de böyle bir aşamaya gelmek için çalışıyoruz” dedi.
Kırılım noktası veri toplamak
Konu hakkında yerli TOGG örneğini veren Küçükpehlivan, sadece araç sileceklerinden bile toplanabilecek veriler hakkında konuştu: “TOGG kullanıcılarının yağmur yağdığında, sensörle ya da kendilerinin silecekleri çalıştırdığını düşünelim. Bu durumda yüzbinlerce TOGG olduğu zaman, nerede ne kadar yağmur yağdığını; o sileceklerin hızlı çalışıp çalışmadığına bakarak, nasıl bir yağmur oluştuğunu takip edebilir durumdayız. Sadece bu bilgiyi toplamak lazım. Zaten işin kırılım noktası burası. Aslında toplanan verilerin yüzde 95’i kullanılmıyordu. Yapay zeka bu kullanılmayan bilgiyi kullanmaya başladı.”
Sosyal yetenekleri güçlü, analist ekipler istiyoruz
Gençlerin eğitimlerine yönelik Orakçıoğlu’nun “Milyonların katıldığı bir sınav içerisinde, milyonda bir olmaya çalışıyorlar. Çok yönsüzler ve bize de güvenmiyorlar. Nereye gidecekler? Neyi seçecekler?” sorusu üzerine Küçükpehlivan, şu tavsiyelerde bulundu: “Bizim de çok iyi bilmediğimizin farkındalar. Analitiği kuvvetli ama mutlaka sosyal zekası kuvvetli insanlar daha başarılı. Bu birinci şart. İkincisi de bıkmadan usanmadan yeniden, yeniden öğrenmeyi bir zul görmemeleri lazım. Biz yazılım sektörü, bilişim sektöründekiler, buna doğduk. Yani bizim öğrendiğimiz her şey kısa bir süre sonra bizi bırakıyordu ve biz yeniden bir şeyler öğrenmek zorundaydık. Bu bizim sektörün içerisinde bir standart olarak oturdu. Mesela bizim sektördeki temel ihtiyacımız, güçlü yazılımcı değil artık; güçlü satışçı, networkü olan, pazarı bilen, yabancı ülkeleri tanıyan, müşteriyle ihtiyaçlarını analiz edip teknik ekiple konuşturabilecek, sosyal yetenekleri güçlü analist ekipler istiyoruz.”
Kayıtlı bilgi kullanan meslekler zorda
Özellikle kayıtlı bilgiyi kullanarak yapılan mesleklerin yerlerini, zamanla yapay zekanın alacağını ifade eden Küçükpehlivan, muhasebe, avukatlık, doktorluk ve benzeri mesleklerin bir şekilde ortadan kalkacağını söyledi. Artık Pandoranın kutusunun açıldığını belirten Küçükpehlivan, “Bütün mevzuatı hangi avukat beyninde tutabilir? Bütün değişmeleri nasıl takip edebilir? Yani eğer yargılama süreci 3-5 güne inecekse, buna kim hayır diyebilir? Artık yazılımcı olmayı da tavsiye etmiyoruz. Bilgisayar mühendisi olabilirler. Ama yazılım, oturup kod yazmalarına gerek yok. Bugün yollara çıkan kamyonlarda, şoföre pek bir şey düşmüyor. Çünkü yapay zeka şoförden çok daha fazla bilgiyle vites değiştiriyor, fren ayarlıyor. Arkadaki yükünün dağılımına göre viraja gireceği hızı kendisi hesap ediyor. Dolayısıyla şoförlüğün bile çok hızlı kaybolduğunu göreceğiz” dedi.
Turizm, tekstil imajımızın yanına, teknoloji de eklemeliyiz
Türkiye’nin dışarıda turizm ve tekstil imajının oluştuğunu belirten Küçükpehlivan, aslında bunların yanına devletin, teknoloji imajını da eklemeye çalıştığını söyledi. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın gerek vizyon gerek destekler ile bu konuda önemli adımlar attığını ifade eden Küçükpehlivan şunları söyledi: “Sürekli, katma değerli üretim yapalım deniyor. Bu durum teknolojiye yatırım ile mümkün; ancak orada büyük bir rekabet var. Yurtdışı pazarlarda ülkenizin imajı da çok önemli. Türkiye’nin dışarıda ülke olarak turizm ve tekstil imajı var. Bunun yanına devlet, teknolojiyi de eklemeye çalışıyor. Üç hafta önce ‘London Tech Week’e, Hizmet İhracatçıları Birliği olarak katıldık. Geçen hafta da Fransa’da yapay zeka odaklı ‘VivaTech’ fuarı vardı. Sanayi Bakanlığı buralara ciddi bir katılım gösterdi. Avrupa Birliği’nin içinde bulunduğu ekonomik altyapıdan çok uzak olmamaya çalışıyoruz. Dolayısıyla ülke olarak bizim teknoloji imajını da kazanmamız lazım. Bunun için de doğru yolda ilerliyoruz.”
Yerli navigasyon hazırlığını 10 yıl önce yapmıştım
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, TÜBİTAK gibi kurumların Ar-Ge destekleri verdiklerini kaydeden Küçükpehlivan, Rusya-Ukrayna savaşı özelinde yerli navigasyon ihtiyacının, savunma sanayi kadar kritik bir hale geldiğini belirtti. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın 2030 Vizyonu’nu açıkladığını ifade eden Küçükpehlivan, “Gelecek vizyonu ile kamu da, belirli kritik alanlarda, özel sektöre desteğini açıkladı ve bu vizyona uygun çağrılara çıktı. Mesela bir tanesi de bizim alanımızla ilgili, doğrudan navigasyon istiyorlar. Ağustos ayında başvurusu yapılacak. Biz de hazırlanıyoruz. Yani kimin, nerede, ne zaman bulunduğu bilgisinin yabancı ülkelerin eline geçmemesi için yerli bir navigasyona ihtiyaç var. Bunun hazırlığını 10 yıl önce yapmıştım” dedi.
Deprem bölgesinin haritalarını güncelliyoruz
Deprem bölgesinde çalışmalarının sürdüğünü belirten Küçükpehlivan, gerek vatandaşların gerekse devletin yaptığı kalıcı konutların hizmete alınmasıyla birlikte, haritalandırmanın da yapıldığını söyledi. Küçükpehlivan, ülke çapında 22 milyon binadan, 20 milyonunun kapısına kadar kargo kamyonunu getirebilir hale geldiklerini hatırlatarak, “Kalıcı konutlar tamamlanır tamamlanmaz, yeni adresleri kargo ve e-ticaret sitelerinin kullanımına hazır hale getiriyoruz. Ayrıca sadece devletin yaptığı kalıcı konutlar yok. Vatandaşların da kendi yerleşim yenilemeleri ve yeni projeleri var. Yazılımlarımızla, saha operasyonlarımızla bunları güncelliyoruz. Ambulansların tamamında, özel geliştirdiğimiz navigasyon hizmet veriyor. E-ticaret sitelerinin yüzde 75’inde bizim harita altyapımız çalışıyor. Veri tabanımızı da çok güncel tutarak ambulanstan polise, itfaiyeden kargo kamyonuna, pizzacıdan ilaç getiren servislere kadar hizmet verir hale geldik. Dolayısıyla bizim yarattığımız çarpan, ekonominin de daha hızlı dönmesini sağlıyor diyebiliriz” dedi.
Başarsoft Kapalı Alan Navigasyon teknolojisi
Başarsoft’un kapalı alan navigasyonu çalışmalarına ilişkin soru üzerine ise Küçükpehlivan, özellikle engelli bireylere ilişkin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile yürüttükleri proje hakkında bilgiler verdi. Küçükpehlivan, “Ülkemizde yaklaşık 10 milyon engelli nüfusumuz var. Bu insanların evlerinden çıkabilmeleri için özellikle erişilebilir mekanların yönetilmesi lazım. Erişilebilirlikten kastım, mesela tekerlekli sandalye ile girilebilir mi? Bir engelli birey orada rahatlıkla dolaşabilir mi? Bu konuda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı böyle bir proje hazırladı. Şimdi belirli kentlerde, belirli donatıların hem haritalandırılması hem de erişilebilir hale gelmesini sağlıyorlar. Geliştirdiğimiz kapalı alan navigasyon teknolojisini de o projenin içerisinde kullanıyor olacağız. Uzun zamandır böyle bir projeyi istiyor ve anlatıyorduk. Eşitlik anlamında da evde kapalı kalan o insanların, istedikleri yerde yemek yemeleri, istedikleri kitapçılarda dolaşabilmeleri mümkün olabilecek” dedi.
İzinsiz veri kullanımlarını takip ediyoruz
Orakçıoğlu’nun “Avrupalı dev otomotiv şirketleri ile davalık olmuştunuz. Verilerinizi korumak için ne tür önlemler alıyorsunuz?” sorusu üzerine ise Küçükpehlivan sorun yaşadıkları iki şirketten birisi ile sorunun çözüldüğünü, diğeri ile de dava sürecinin devam ettiğini söyledi. Küçükpehlivan, “Biz bu haritaları üretiyor ve Google, Apple, Yandex gibi birçok yere de veriyoruz. Dolayısıyla benim rakibim olabilecek birisi, buradaki yolun adı değişmiş, buraya yeni bir yol eklenmiş deyip benim çok ciddi maliyetle ürettiğim veriyi, maliyetine katlanmadan kendisi üretebilir hale gelebilir. Bu yüzden sokak ismi olmayan bazı yerlerde, kendimiz bir isim vererek bu durumu da notere tasdik ettiriyoruz. İzinsiz kullanımları da bu isimler üzerinden takip ediyoruz. Rakip yabancı şirketler, (kendileri bilerek yapmamışlardır ama) sahada kullandıkları personel böyle bir kolaycılıktan faydalanıp, bizim verileri kendi verilerinin içerisine koyabiliyorlar. Bu durumda davalık olduğumuz iki şirketten birisi ile anlaştık ve bir miktar ödeme yaptılar. Diğeri ile de dava süreci devam ediyor” dedi.