Başarsoft Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Türkiye Yazılım Meclisi Yazılım İhracatı Komite Başkanı Alim Küçükpehlivan, Bloomberg HT Tv canlı yayınında Zeynep Özyol’un sorularını cevaplandırdı.
Programda, yapay zekanın dünya ekonomik büyüme hızına etkileri, dijitalleşme, sektöre verilen devlet teşvik destekleri, matbaa, internet ve yapay zeka ile yaşanan kırılımlar gibi pek çok konu gündeme geldi.
Dünyada geçen yıl yazılım sektörünün yüzde 16’lık bir büyüme kaydettiğini ifade eden Küçükpehlivan, “Türkiye’nin yazılım ihracatı açısından bakıldığında da benzer oranda bir büyüme artışımızın olduğunu söyleyebiliriz. Dolayısıyla, globale uygun büyüyebilen bir sektörüz” dedi.
“Yapay zeka, bilginin kullanımını insandan ari hale getirdi. Yani doğru seviyede yeterli bilgi üreten bir dijital altyapınız varsa; daha az insanla, o bilgiyi kullanıp değer üretebilir hale gelebilirsiniz. Bu yüzden yapay zekanın dünya ekonomik büyüme hızına, ekstra bir yüzde 15 oranında katkı sağlayacağı öngörülüyor.”
“Yapay zekanın yazılım sektörüne etkileri, ilginç bir boyut kazandı. Sektörde, kendi içimizde ‘Biz kendi kendimizi işsiz bırakan bir canavar geliştirdik.’ şeklinde konuşmalara şahit oluyoruz.”
“Dijitalleşme vazgeçilmez önemde. Hangi sektör olursa olsun dijital dönüşümü tamamlamayanlar ekonomik değer kaybedecekler. Ne kadar ürettiniz? Hangi verimlilikte ürettiniz? Ne kadar karbon çıkardınız ve bunu ne kadar azaltabildiniz? Bunların hepsi, yapay zeka ile oluşacak bilgiler ve yeni dünya ekonomisi bunları istiyor.”
“Türkiye’de üç tür devlet teşviği bekliyoruz. Ar-Ge, Ür-Ge ve satış teşviği. Devletimiz Ar-Ge’de ciddi destek oluşturdu ve yıllardır kullanılıyor. Ür-Ge’de ise teşvik orta düzeyde. Ancak satış teşviği noktasında geriden geliyoruz. Mesela devlet teşviği bize diyor ki iki tane yazılımcı al. Halbuki benim iki tane satışçıya ihtiyacım var. Tanıtacak pazarlama bütçesine ihtiyacım var”
“Sektörde rakibimiz diyebileceğimiz Hindistan, Pakistan, Ukrayna, Polonya gibi ülkelerde yabancı dil sorunu yaşanmıyor. Bizim ise ciddi bir İngilizce sorunumuz var. Bunu çözebilmenin yolu bir şekilde entegre olabilmek. Örneğin Türkiye’de eğitim gören yabancı öğrencileri, hızlı bir şekilde iş gücüne katabilmeliyiz. Yurtdışından talent getirebilmek anlamında Sanayi Bakanlığı teknoloji vizesi (Tekvize) gibi bir vize duyurusunda bulundu.”
Özyol’un, “Hizmet İhracatçıları Birliği organizasyonu ile geçen hafta London Tech Week’e katıldınız. Fuara ilişkin görüşleriniz nelerdir?” şeklindeki sorusu üzerine Küçükpehlivan, toplamda Avrupa Birliği’nden daha fazla bir start-up yatırımının, İngiltere’de gerçekleştirildiğini söyledi. Bu fuarın, Türk yazılımcılar açısından takibi gereken, çok önemli bir organizasyon olduğunu belirten Küçükpehlivan, fuarda en büyük ülke pavyonunun ise Türkiye ait olduğunu ifade etti. Küçükpehlivan, “Dört Teknopark dahil toplam 33 Türk firması bu fuarda stant açtılar. İngiltere, Amerika’yı takip etmeye çalışan ve gerek kanuni alt yapısı gerek finansman gücüyle, büyük finansal oyuncuların sadece start-up değil, gelişmiş büyük kurumlara da yatırımlar aktardığı ciddi bir pazar. Toplamda Avrupa Birliği’nden daha fazla start-up yatırımı, sadece İngiltere’de gerçekleşiyor. Dolayısıyla Türk yazılımcılar açısından önemli bir pazar” dedi.
Dünyada yazılım sektörü yüzde 16 büyüdü
Dünyada geçen yıl yazılım-bilişim sektöründe yüzde 16’lık bir büyüme kaydedildiğini belirten Küçükpehlivan, Türkiye’nin yazılım ihracatı açısından bakıldığında da benzer oranda bir büyüme artışımızın olduğunu söyledi. Küçükpehlivan, “Dolayısıyla biz globale uygun büyüyebilen bir sektörüz. Son 3 yılda da 2,5 milyar dolardan 5 milyar dolar civarına çıkan bir ihracat rakamı görüyoruz. Dolayısıyla bu da bizim büyüme trendini beklentiler seviyesinde götürdüğümüzü ve daha da büyüyeceğimizi öngördüğümüzü söyleyebiliriz” dedi.
“Bilgi üretimi insandan ari hale geldi”
“Artan ihracat kapasitemiz noktasında, yapay zeka hangi etkileri üretiyor?” şeklindeki soru üzerine ise Küçükpehlivan, geniş perspektifli bir analiz yaparak, dünyada bilgi üretiminde üç önemli kırılımın yaşandığını ifade etti. Bu sürecin matbaa ile başladığına vurgu yapan Küçükpehlivan, şunları söyledi: “Matbaanın bulunması, bilginin sonraki nesillere bozulmadan ve çoğalarak aktarılmasını sağladı. Böylece sözlü kültürden, yazılıya geçebildik. Bir sonraki kırılım ise internet ile yaşandı. İnternet bilginin, zaman ve mekandan bağımsız hale gelmesini sağladı. Böylece siz değerli bir kitaba, İngiltere’deki herhangi bir kütüphaneden ulaşma derdinden kurtulmuş oldunuz. Bu kırılımlar milyarlarca insana, bilgi ekonomisine katılma yeteneği sağladı. O yüzden zaten yeni nesil ekonomi büyüyor. Üçüncü kırılım ise çok kritik bir kırılım. Yapay zeka kırılımı. Yapay zeka ise bilginin kullanımını, insandan ari hale getirdi. Yani doğru seviyede yeterli bir bilgi üreten bir dijital altyapınız varsa, daha az insanla o bilgiyi kullanıp değer üretebilir hale gelmenizi sağlıyor. Bu sayede önceden yapılamayan işler de çok hızlı bir seviyede yapılabilir hale geldi. Bu yüzden yapay zekanın dünya ekonomik büyüme hızına, ekstra bir yüzde 15 oranında katkı sağlayacağı öngörülüyor.”
“Dijitalleşmeyen, ekonomik değer kaybeder”
Yaşanan tüm değişim ve dönüşüm süreçlerinin ardından artık iş yapış biçimlerinde de yapısal değişiklikler yaşandığının altını çizen Küçükpehlivan, dijitalleşmenin vazgeçilmez önemde olduğunu ifade etti. Hangi sektör olursa olsun dijitalleşmeyen firmaların ekonomik değer kaybedeceğini belirten Küçükpehlivan, “Ne kadar ürettiniz? Hangi verimlilikte ürettiniz? Ne kadar karbon çıkardınız ve bunu ne kadar azaltabildiniz? Bunların hepsi, dijital zeka – yapay zeka ile oluşacak bilgiler. Ve yeni dünya ekonomisi bunları istiyor. Bu sayede yazılımcıların da verimliliği artacağı için yazılım sektöründeki büyümenin, yapay zekanın genel dünya ekonomisindeki yaratacağı büyümeden daha fazla bir büyüme yaratacağını öngörüyoruz. Yani bu durumda daha az yazılımcı kaynağı ile daha fazla iş üretilir hale gelecek. Bu durum, Türkiye’de yatırım yapmayı bekleyen sermaye için aslında ciddi bir potansiyel.”” dedi.
Yapay zekanın, yazılım sektörüne etkilerinin ilginç bir boyut kazandığını söyleyen Küçükpehlivan, sektörün kendi içinde “Biz kendi kendimizi işsiz bırakan bir canavar geliştirdik.” şeklinde konuşmalara şahit olduklarını ifade etti: “Yazılımcılarla yapılan bir ankete rastladım. Yüzde 8’i yapay zeka araçlarını kullanmadığını söylemiş. Bunlarında bizim gibi elli yaş üstü olanlar olduğunu tahmin ediyorum.
“Satış teşviği noktasında geriden geliyoruz”
Sektörün stratejik önemine dikkat çeken Özyol’un “Yeni yatırım teşvik sistemini sektör açısından nasıl değerlendirirsiniz?” sorusuna cevaben ise Küçükpehlivan, verilen teşvikin çok daha üzerinde bir değer ürettiklerini söyledi. Teşvik sisteminin sektöre uyumlu bir şekilde kurgulandırılması gereğine işaret eden Küçükpehlivan, şunları söyledi: “Türkiye’de üç tür devlet teşviği bekliyoruz. Ar-Ge, Ür-Ge ve satış teşviği. Devletimiz Ar-Ge’de ciddi destek oluşturdu ve yıllardır kullanılıyor. Ür-Ge’de ise teşvik orta düzeyde. Ancak satış teşviği noktasında geriden geliyoruz. Bize mesela devlet teşviği diyor ki iki tane yazılımcı al. Halbuki benim iki tane satışçıya ihtiyacım var. Tanıtacak pazarlama bütçesine ihtiyacım var. Bunları Ticaret Bakanlığı ile konuşuyoruz.”
“Yabancı öğrencileri iş gücüne katabilmeliyiz”
Yetenek havuzunun kalitesine yönelik soru üzerine ise Küçükpehlivan, yabancı dil sorununa dikkat çekti. Sektörde rakibimiz diyebileceğimiz Hindistan, Pakistan, Ukrayna, Polonya gibi ülkelerde yabancı dil sorunu yaşanmadığını vurgulayan Küçükpehlivan, “Bizim ciddi bir İngilizce sorunumuz var. Bunu çözebilmenin yolu bir şekilde entegre olabilmek. Örneğin Türkiye’de eğitim gören yabancı öğrencileri hızlı bir şekilde iş gücüne katabilmeliyiz. Yurtdışından talent getirebilmek anlamında Sanayi Bakanlığı teknoloji vizesi (Tekvize) gibi bir vize duyurusunda bulundu. Yani dışarıdan da kaynak getirebiliyoruz ama hala rakiplerimiz kadar önde değiliz. Geçen hafta İngiltere’de kendisinin de hiç haberi olmadan bir İngiliz danışmanlık firmasından teklifi almış ve taşınmış, genç bir aileyle tanıştım. Aynı durumda ‘hadi gelin vizeniz hazır’ deyip, yabancı bir çalışanı bu kadar kolay getiremeyiz maalesef. Bunun da iyileştirilmesi lazım. Tabii bu durumda düzensiz göçmenlerinde büyük etkisi var” dedi.