Burgaz İş Forumu’nda konuşan Küçükpehlivan: “Teknolojik dönüşüm tecrübemiz ve iş gücümüz büyük avantaj”

Başarsoft Yönetim Kurulu ve TOBB Türkiye Yazılım Meclisi Yazılım İhracatı Komite Başkanı Alim Küçükpehlivan, Endüstri Radyo’da Çetin Ünsalan’ın hazırlayıp sunduğu ‘Reel Piyasalar’ programının canlı yayın konuğu oldu.   

Küçükpehlivan programda, Bulgar-Türk İş Adamları Derneği (BULTİŞAD) tarafından gerçekleştirilen ve Romanya’nın da ilk kez katıldığı 3. Burgaz İş Forumu’na ilişkin soruları cevaplandırdı. 

“Bizim inovatif kültürümüz, Doğu Bloku ülkelerinde yok. Yani orada bizim nüvemize ihtiyaçları var. Bizim içinde, onların pazara erişim imkanları, ekonomik ortamları gibi avantajlarını kullanabilme ve bir Avrupa Birliği ülkesinde üretim yapıyor olma fırsatları var.” 

“Konuşmacı olarak da katıldığım üç zirvede, her yıl artan bir ilgi ve katılım gördüm. Teknoloji anlamında işin yazılım ve IT tarafını da biliyorum. Avrupa Birliği özellikle Sofya’da ‘süper computer’ merkezleri kurdu. Yani sadece ticaret değil, bölgede ortak ürünler çıkarılabilecek kapasite de var.” 

“Avrupa Birliği standartlarının sınırımıza kadar gelmiş olması önemli. Yani orası da Avrupa Birliği artık. Kuralların yaptırımları olduğunda bir anlamı var. Biz birçok Avrupa Birliği ülkesine mevzuat olarak süper uyumluyuz. Ama uygulama olarak maalesef çok uzağındayız. Bu tür iş birlikleri bizim o kültürümüzü de yukarı taşıyacak diye öngördüğüm için, aslında bu durum Türk iç pazarı içinde ciddi bir avantaj.” 

“Türk yatırımcısı uzman işçisini oraya götüremiyor. Zirvede konuşulan en önemli konulardan birisi de vize sorunu. Belki bölgesel bir çalışma izni gibi bir mekanizmayı oluşturabilirlerse, ciddi anlamda bir iş gücüyle ortak Avrupa Birliği projeleri yapabiliriz.”  

“Aslında bu ülkelerde çalışan sayısı çok yüksek değil. Avrupa Birliği’ne kabul edildiklerinde, pasaportuna sahip vatandaşları Avrupa’nın herhangi bir yerinde çalışabilir hale geldiler. Bu yönüyle bizim iş gücümüze ciddi anlamda ihtiyaçları var. Bu durum bizim için bir fırsat. Aynı zamanda teknolojik dönüşüm de yaşıyorlar; bu da bizim için çok önemli bir avantaj.”  

“Benim şirketimin benzeri Avrupa’da belki iki ya da üç tane var. Bir Romanya şirketine, bizim yazılımımızı Romanya’daki elektrik şirketine götürelim desem, orada benim rakibim ABD’li firma benden 5 kat daha pahalı. Türkiye’de birçok Alman, Çek yatırımları var. Biz o yatırımların Türkiye’de ki operasyonlarında yazılımlarımızı çalıştırdık zaten. Öte yandan yerel uyum avantajımız da var.”  

Üç Ülke, Bir Zirve

3. kez konuşmacı olarak Foruma katılan Küçükpehlivan Romanya ve Bulgaristan’ın Avrupa Birliği açısından önemine dikkat çekerek şunları söyledi: “Romanya ve Bulgaristan hem insan kaynağı hem yatırım hem de lojistik planlaması anlamında Avrupa Birliği için önemli bir bölge. Ayrıca Avrupa’nın en uzun ikinci nehri olan Tuna Nehri ile Karadeniz’e erişim imkanları da bulunması da çok önemli bir avantaj.” 

Teknolojik dönüşüm tecrübemiz ve iş gücümüz büyük avantaj 

Avrupa Birliği’nin Romanya ve Bulgaristan’da çok ciddi alanlarda endüstriyel tarım yaptıklarını belirten Küçükpehlivan, bu ülkelerde çalışan nüfus sayısının azlığına dikkat çekerek, Türkiye’nin bölge için önemli avantajlar içerdiğini söyledi. Küçükpehlivan, “Aslında bu ülkelerde çalışan sayısı çok yüksek değil. Avrupa Birliği’ne kabul edildiklerinde, pasaportuna sahip vatandaşları Avrupa’nın herhangi bir yerinde çalışabilir hale geldiler. Bu yönüyle bizim iş gücümüze ciddi anlamda ihtiyaçları var. Bu durum bizim için bir fırsat. Aynı zamanda teknolojik dönüşüm de yaşıyorlar; bu da bizim için çok önemli bir avantaj” dedi.  

AB standartları sınırımızda  

Aslında uzun zamandır Türk vatandaşları tarafından bölgeye yatırımlar yapıldığını belirten Küçükpehlivan, bu durumun en önemli sebeplerinden birisinin ise Avrupa Birliği standartlarının sınırımıza kadar gelmiş olması olarak açıkladı: “Bulgaristan’da farlarım açık değil diye ceza yedim. Yaya geçitlerinde durmazsan ceza yersin. Korna sesi duymazsın. Bağıran, kavga eden yok. Yani orası da Avrupa Birliği artık. Kuralların yaptırımları olduğunda bir anlamı var. Biz birçok Avrupa Birliği ülkesine mevzuat olarak süper uyumluyuz. Ama uygulama olarak maalesef çok uzağındayız. Bu tür iş birlikleri bizim o kültürümüzü de yukarı taşıyacak diye öngördüğüm için aslında bu Türk iç pazarı içinde ciddi bir avantaj.” 

Esas potansiyel kümelenmede çıkacak 

Romanya, Bulgaristan ve Türkiye’nin bir araya geleceği bir ekonomik iş birliği oluşturulması noktasında zeminin hazır olduğunu belirten Küçükpehlivan, bu durumun sağlayacağı avantajlar için şunları söyledi: “Yakın komşunuzla iş birliği yaptığınızda hem maliyetleriniz düşüyor hem de rekabet avantajı olan güçlerinizi daha kolay bir araya getirebiliyorsunuz. Bizim iş gücümüz Bulgaristan ve Romanya ile ve Avrupa Birliği standartlarında birleştiğinde daha büyük bir resim çıkabilir. Bu ülkeler bir-iki yıl içinde Euro harcamaya başladıklarında tam entegrasyon oluşacak. Bu durum Avrupa Birliği sermayesi ile fonlarının komşulara daha fazla gelmesi demek. Daha kontrollü, daha beklentileri net anlaşılabilir bir ekonomiden bahsediyoruz. Zaten iş dünyası da öngörülebilirlik, pazara erişim arıyor.”

Şu an tek sıkıntı vize konusunda   

Şu an tek sıkıntının vize konusunda yaşandığına vurgu yapan Küçükpehlivan, Türk yatırımcısının uzman işçisini oraya götüremediğini ve zirvede konuşulan en önemli konulardan birisinin de vize sorunu olduğunu söyledi: “Belki bölgesel bir çalışma izni gibi bir mekanizmayı oluşturabilirlerse, ciddi anlamda bir iş gücüyle ortak Avrupa Birliği projeleri yapabiliriz.”  

Katıldığı üç zirvede her yıl artan bir ilgi ve katılım gördüğünü belirten Küçükpehlivan, özellikle bu son toplantıda üç ülkenin de ticaret ataşelerinin soruları cevaplandırdığını söyledi. Küçükpehlivan, “Teknoloji anlamında işin yazılım ve IT tarafını da biliyorum; Avrupa Birliği özellikle Sofya’da süper computer merkezleri kurdu. Yani sadece ticaret değil, bölgede ortak ürünler çıkarılabilecek kapasite de var” dedi.  

İnovatif kültürümüz, Doğu Bloku ülkelerinde yok 

Ünsalan’ın “Bizim başta yazılımcılar olmak üzere teknoloji firmalarımız, orada bir HUB oluşturabilir mi?” sorusu üzerine Küçükpehlivan şunları söyledi: “Zaten benimde öngördüğüm ve önerdiğim o. Buradan arabanıza binip ya da trenle Sofya’ya gidebilirsiniz. Bir ev kiralamak isteseniz, İstanbul’dan daha ucuza kiralayabilirsiniz. Bu anlamda baktığımızda bizim inovatif kültürümüz Doğu Bloku ülkelerinde yok. Yani orada bizim nüvemize ihtiyaçları var. Bizim için de onların pazara erişim imkanları, ekonomik ortamları gibi avantajlarını kullanabilme ve bir Avrupa Birliği ülkesinde üretim yapıyor olma fırsatları var.” 

Türkiye’nin yerel uyum avantajı var 

Ünsalan’ın, “Türkiye, Romanya, Bulgaristan hattında öne çıkan iş birliği alanları nelerdir?” sorusu için de Küçükpehlivan, ilgili Ticaret Ataşelerinin yer gösterecek şekilde bilgi setlerinin hazır olduğunu söyledi. Üç ülkenin toplam ticaret hacminin 25 milyar dolar olduğunu ve zirvede bu rakamın 50 milyar dolara çıkarılması hedeflendiğini belirten Küçükpehlivan şunları söyledi: “Ataşeler çok net rakamlarla nelere ihtiyaç olduğunu, hangi alanlarda birbirlerini destekleyebilecek pozisyonda olduklarını açık bir şekilde bilgilendirdiler. Ticaret Ataşelikleri yer de gösterecek şekilde bilgi setlerini hazırlamış durumdalar. Bu konuya ilgi duyanların Ataşeliklerle görüşmelerini tavsiye ederim. Benim teknoloji anlamında öngördüğüm ve olmasını istediğim kısım ise şimdi biz Türkiye’de teknolojik bir ürün almak istediğimizde Amerikalı mı, Avrupalı mı diye daha çok tercih ediyoruz. Aynı durum bir Avrupa şirketi için de geçerli. Bu yönüyle Bulgaristan için düşünürsek, ben Almanya’dan alayım düşüncesi var. Ancak şunu söyledim zirvede; Almanya’dan 50’ye aldığınızın daha iyi kalitesini, Türkiye’den 20’ye alabilirsiniz. En azından bunun farkına varın. Benim şirketimin benzeri Avrupa’da belki 2 ya da 3 tane var. Bir Romanya şirketine bizim yazılımımızı biz seninle Romanya’daki elektrik şirketine götürelim desem, orada benim rakibim ABD’li firma benden 5 kat pahalı. Öte yandan yerel uyum avantajımızda var. Türkiye’de birçok Alman, Çek yatırımları var. Biz o yatırımların Türkiye’de ki operasyonlarında yazılımlarımızı çalıştırdık zaten.”